Fiesta Fortune
Bazen denk geliyor öyle bir oyun ki… Başlıyorsun rastgele, sonra bir bakmışsın saat geçmiş, hâlâ spindesin. Fiesta Fortune böyle başladı bende. Slotter’da gezerken “bir tıklayayım şuna” dedim, sabaha kadar çevirdim.
İlk başta oyun biraz fazla renkli geldi. Dedim bu ne, karnaval mı var? Ama sonra o sesler, animasyonlar, hele semboller dönmeye başlayınca… elimde olmadan kaptırdım kendimi. Resmen Latin dansı yapar gibi ekran başında sallandım.
Ne yalan söyleyeyim, başta biraz mırıldandım. Dedim bu da sıradanlardan biri. Ama yanıldım. Fiesta Fortune içindeki bonuslarla, sürprizlerle farkını gösterdi. Ne zaman umudu kesecek gibi olsam bam, beşli kombinasyon! İşte bu dedim.
Oyunun en sevdiğim yanı o scatter geldi mi, kalbin duracak gibi oluyor. Free spin geldiğinde sanki bayram havası. Hele o wild sembolü var ya, doğru yerde çıktı mı… işler değişiyor.
Ama en çok neyi sevdim biliyor musun? Her seferinde başka sürpriz var. Kimi zaman 3 spin hiçbir şey vermez, sonra bir bakarsın tek bir dönüşte ekran parlıyor. Jetonlar dökülüyor resmen. İşte orası Fiesta’nın kalbi.
Sadece kazandırdığı için değil, oynarken eğlendirdiği için seviliyor bu oyun. Gerçekten hissiyatı farklı. Hem sade hem renkli, hem kolay hem dolu. Kısacası yerinde duramayan ama tatlı tatlı oynayan bir oyun gibi. Öyle zorlamıyor, yormuyor da.
Fiesta Fortune’u başka yerden değil, direkt Slotter’dan oynuyorum. Çünkü ortam ferah, sistem hızlı, paran kaybolmaz, kafan karışmaz. Slotter bu işi biliyor. Oyun açılır, oynanır, kazanırsan alırsın, bu kadar basit.
Bir de mobilde bile tıkır tıkır çalışıyor ya… işte o zaman seviyorsun. Otobüs beklerken çevirdim bir ara, eve kahkahayla döndüm. Çünkü tam istasyona girmeden bonus vurdu. Böyle ufak anlar oyunla bağ kurduruyor insana.
Kazanmak güzeldir ama her zaman olmaz. Önemli olan oyundan keyif almak. Fiesta bunu sunuyor. Slotter da bu keyfi düzgün bir ortamda yaşatıyor. Birlikte iyi gidiyorlar yani.
Şimdi sen bana gel de “dört yapraklı yonca” deyip umut aşılamamış ol. Clover Gold, öyle…
Şimdi açık açık söyleyeyim, ilk gördüğümde “bu ne ya çocuk oyunu gibi” dedim. Renkli küpler,…
Abi şimdi dürüst olalım, Sweet Bonanza deyince bir duruyorsun. “Bu ne ya, pastane ismi gibi”…
Bazen oyun seçerken kararsız kalıyorum. O mu bu mu derken ekranın köşesinde parlayan bir logo…
Bak şimdi, Zeus abi biz seni tarih kitaplarında biraz asabi biri olarak tanıdık. Ama bu…
Şimdi kabul edelim, slot oyunlarında biraz süs, biraz da klasik hava görmeyegör... “Hah işte bu”…